Dünyanın en dar evi: Keret House, Polonya’nın başkenti Varşova’da. Yapının hikayesi en az kendisi kadar enteresan. Polonyalı mimar Jakub Szczęsny‘nin 2009 yılında WolaArt festivali için ortaya koyduğu bir sanat konsepti olarak başlıyor. Fakat bu “imkansız” gibi görünen fikir, üç yıl içinde gerçeğe dönüşüyor. Hem sanat dünyasında hem de mimarlık çevrelerinde büyük ilgi uyandırdı. Keret House, Varşova’nın tarihsel yapılarının arasına sıkışmış, geçmiş ve modern dünyanın izlerini taşıyan bir sanat.
Tasarımda Mükemmellik ve Dar Alanlar
Keret House, 92 santimetre ile 152 santimetre arasında değişen çok dar bir alanda inşa edilmiş. En geniş noktasında bile yalnızca 122 santimetreye ulaşIyor. Dolayısıyla, başlangıçta yaşanabilir bir alan sunması beklenmeyebilirdi. Ancak Szczęsny’nin de dediği gibi, bu evin varlığı, “imkansız mimarlık” anlayışını tersine çeviriyor. 46 metrekarelik olduğuna bakmayın. Bu daracık ev, yatak odasından mutfağa, banyodan oturma odasına kadar bir yaşam alanı. Hayal gücünü zorlayan bir tasarım örneği.

İçeriye doğal ışık mevcut olsa da, evin içinde zaman geçirmek oldukça farklı bir deneyim. Yapı üç katlı ama sadece bir tane merdiven var. Ancak merdiven çekildiğinde, dar alan bir oturma odasına dönüşüyor. Üst katlara geçiş ise beyaz bir merdivenle sağlanıyor. Bu evin içinde her şey son derece özelleştirilmiş. Mesela, elektrik ihtiyacı, çevredeki binalardan temin ediliyor. Atık su ise geleneksel sistemlerin dışında, özel bir tasarım ile çözülüyor.
Tarihin İçinde, Geçmiş ve Gelecek Arasında
Keret House’un bulunduğu alan, Varşova’nın karmaşık tarihini yansıtıyor. İki farklı dönemi temsil eden binaların arasına inşa edilen bu ev, şehirdeki “uyumsuz” yapıları simgeliyor. Bu binalardan biri, II. Dünya Savaşı öncesine ait olan tarihi bir taş bina, diğeri ise savaş sonrası döneme ait kooperatif tarzı betonarme bir apartman. Keret House, bu iki yapının arasına sıkışarak, şehirdeki farklı çağların birleşimini gözler önüne seriyor.
Bu bölge ayrıca, Varşova’daki büyük ve küçük gettoların birleşim noktasına yakın bir konumda. Yani, İkinci Dünya Savaşı sırasında bu alandaki insanlar için oldukça dramatik bir öneme sahipti. Keret House, bu tarihi boşluğu da bir anlamda simgeliyor.

Etgar Keret ve Sanatın Sınırsız Hedefleri
Keret House, adını ilk kiracısı olan İsrailli yazar ve film yapımcısı Etgar Keret’ten alıyor. Ev, başlangıçta yalnızca gezici yazarlar için bir konaklama alanı fikriydi. Ancak zamanla, bu daracık yaşam alanı, dünya çapında sanatseverlerin ilgisini çeker hale geldi. Bugün, Keret House, Varşova’yı ziyaret eden herkesin ilgisini çekiyor ve yerel tarih ile sanatı bir araya getiren bu olağanüstü yapıyı görmek isteyenlerin akınına uğruyor.
Sonuç olarak, Keret House, yalnızca fiziksel darlığıyla değil, aynı zamanda sanatsal ve tarihsel bağlamıyla da dikkat çeken bir yapıdır. Varşova‘nın kalbinde, geçmişin izlerini taşıyan iki yapının arasında, minik ama etkileyici bir yaşam alanı olarak varlığını sürdürüyor. Bu ev, mimarlık dünyasında “imkansız” olanın sınırlarını zorlayarak, hayal gücünün ne denli güçlü olduğunu ve sanatın, her boyutta hayat bulabileceğini gösteriyor.
Diğer blog yazılarını görmek için ana sayfamızı ziyaret edebilir, homeyscope blog içeriklerine ise bu linkten erişebilirsiniz.

Bu sayfadaki görseller ilgili kaynaklardan alınmıştır, tüm telif hakları sahiplerine aittir. Talep halinde kaldırılacaktır.