Andaç Gürsoy Kimdir?
Andaç Gürsoy zamanının çok ötesinde, başarılarıyla ve yüksek mizahıyla bizi çizdiği ve yazdığı karakterlerle buluşturan karikatüristtir.
Karikatüristliğe henüz bir lise öğrencisiyken, eğitime bir yıl ara verip stilistlik kursuna giderken Limon dergisinde çizerek başlamıştır. Yaz yaz bitmez, çiz çiz bitmez diyen Andaç Gürsoy, Tükiye tarihindeki
3. kadın çizgiromancıdır.
Kariyer Macerası
Dıgıl dergisinde çalıştıktan sonra, HBR Maymun’da Tuğçe karakterini çizmeye başlamıştır. Daha sonraki zamanlarda Leman, Gırgır, Deli ve Avni gibi birçok karikatür dergilerinde yazar ve çizerlik yapmıştır. L-Manyak dergisinde çizmeye başladıktan sonra Tuğçe karakteri efsaneleşmiştir. Tuğçe Arsever karakteri hem çok popüler olmuş hem de okuyucular tarafından büyük beğeni toplamıştır.
Peki Kimdir Bu Tuğçe Aysever: Nam-ı Diğer Tünya Kıraliçası
Gürsoy’un verdiği bir röportajında Tuğçe hakkında söyledikleri Tuğçe karakterinin ne kadar ilgi çekici öte yandan ise komik bir karakter olduğunu söyleyebiliriz. Tuğçe nam-ı diğer Tünya Kıraliçası 7 yaşında küçük bir kız, hormanları erken gelişmiş, asabi ama bir yandan da entrika sever ve komik bir kız, e biraz da şıpsevdi kendisi.
Tuğçe Nasıl Tasarlandı?
Gürsoy'un Tuğçe karakteri ilmek ilmek, her ayrıntısı düşünülerek, erkeklerin ve insanların davranışlarını eğlenerek anlamamızı sağlamak üzere tasarlanmıştır. Böylece bu tür davranışlar ve kişilerden insanları korumak amaçlanmıştır.
İşimiz Gücümüz Gözlem
Gürsoy, Tuğçe karakterini yazarken insanların davranışlarını gözlemlediğini ve yapılan hareketlerle bunu Tuğçe üzerinden aktardığını belirtiyor. Tuğçe karakterinin ortaya çıkış hikayesini ise şöyle özetler: "İlk etapta iki kişilik bozukluğu teşhisi konmuş kişiyi inceleyerek başladım.. Birinde hormon bozukluğu da vardı çocukluktan başlayan. Ama bu şu kişi tamamen denilemez. Çünkü bir kaç kişinin toplamı şeklinde başladı ve gelişti. İlginç olan ikisinin el yazılarının da benzemesiydi. Daha sonra diğer insanlara da geçtim. Sürekli gözlemdeyim zaten..”
O iyi gün dostu, küstah bir o kadar cevval, bilmiş gereksiz özgüvenli ve kişilik bozukluğuydu, hormon bozukluğuydu, işte Allah ne verdiyse onlarla gurur duyan, sesi uzaktan güzel gelen bir insancık.
O yaşamlarımıza renk ve eğlence getiren biri.
Peki, gerçek hayatta da karşılaştığımız
bu tür insanları eğlenceli bir hale getirebilir miyiz? Yani onlara da gülmeyi başabilir miyiz?
Yaratılan nice cehennemlerin onur konuğu olmamak için, iyiler de kötüler kadar cesur olmalıdır.
Comments